-
1 dik rüzgâr
naut Gegenwind m -
2 dik
круто́й* * *1.1) вертика́льный; перпендикуля́рный тж. мат.dik cizgi — перпендикуля́р, вертика́ль; норма́ль
dik kesik — вертика́льное сече́ние
dik kesim — про́филь, вертика́льная прое́кция
dik yaka — стоя́чий воротни́к
2) отве́сный, круто́й; обры́вистыйdik kaya — отве́сная скала́
dik yamaç — круто́й спуск
dik yokuş — круто́й подъём
3) мат. прямоуго́льный4) перен. о́стрый; колю́чий, щети́нистый, ерши́стый; вызыва́ющийdik cevap — ре́зкий отве́т; прямо́й отве́т
dik kafalı — упря́мый; упо́рный
dik rüzgâr — встре́чный ве́тер
dik ses — пронзи́тельный / ре́зкий / неприя́тный го́лос
2. врз.dik sözlü — ре́зкий ( о человеке)
пря́моdik bakmak — при́стально / пря́мо смотре́ть (на кого-л.); уста́виться (на кого-л.)
dik dik — стро́го, суро́во; ре́зко
dik dik bakmak — а) стро́го-стро́го взгляну́ть; б) посмотре́ть внима́тельно; посмотре́ть пря́мо в глаза́
dik dik cevap vermek — ре́зко отвеча́ть
•• -
3 dik
",-ki 1. perpendicular. 2. straight, upright, erect (in standing). 3. steep. 4. fixed, penetrating, intent (look). 5. geom. right. 6. sharp, biting (remark). - açı geom. right angle. - âlâsı /ın/ colloq. the very worst (of). - bakışlı staring angrily, sharp looking. - başlı 1. conceited, stuck-up. 2. pigheaded, obstinate. - dik severely, angrily. - dik bakmak /a/ to stare angrily, look fixedly (at). - durmak to stand upright. - kafalı pigheaded, obstinate. - rüzgâr naut. head wind. - ses a sharp voice or sound; harsh voice. - sözlü rudely outspoken. - tutmak /ı/ to hold straight, hold upright. - üçgen geom. right triangle. " -
4 steif
См. также в других словарях:
dik rüzgâr — is., den. Geminin yoluna karşı esen yel … Çağatay Osmanlı Sözlük
rüzgâr — is., Far. rūzgār 1) Havanın yer değiştirmesinden oluşan esinti, yel, bad 2) meteor. Rüzgâr çizelgesinde hızı 17 21 deniz mili olan ve kuvveti 5 ile gösterilen esinti Birleşik Sözler rüzgâr altı rüzgâr çizelgesi rüzgârgülü rüzgârölçer rüzgâr üstü … Çağatay Osmanlı Sözlük
dik — sf. 1) Yatay bir düzleme göre yer çekimi doğrultusunda bulunan, eğik olmayan Sağlam yapılı, dik duruşlu bir gençti o yıllarda. N. Cumalı 2) Yatık durmayan, sert Dik saç. 3) Sert, kalın, tok (ses) Sesi dik ve küstahtı, söylediklerini aşağı salonda … Çağatay Osmanlı Sözlük
ISKARSO — İtl. Yelkenleri doldurur dik rüzgâr. * Geminin götürü olarak kiralanması … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hafif — sf., Ar. ḫafīf 1) Tartıda ağırlığı az gelen, yeğni, ağır karşıtı 2) Güç veya yorucu olmayan, kolay Hafif bir iş. 3) Ağırbaşlı olmayan, ciddi olmayan, hoppa Hafif bir kadın. 4) Miktarı az, sindirimi kolay (yiyecek) Onlar da akşam yemeğini pek… … Çağatay Osmanlı Sözlük